E-Randevu
İletişim Bilgileri

info@akropolhastanesi.com.tr

0312 207 90 00 Konum

Kulak Zarı Ameliyatı - Timpanoplasti
Buradasınız: Anasayfa / BLOG
5 Ocak 2023, Perşembe
Kulak Zarı Ameliyatı - Timpanoplasti
Kulak zarı onarımı, kulak zarında da timpanik membran olarak da bilinen bir deliği veya yırtığı düzeltmek için kullanılan cerrahi bir prosedürdür. Bu ameliyat, kulak zarının arkasındaki üç minik kemiği onarmak veya değiştirmek için de kullanılabilir.
Kulak Zarı Ameliyatı -  Timpanoplasti

Kulak Zarı ve Orta Kulak Cerrahisi , Timpanoplasti

Kulak zarı onarımı, kulak zarında da timpanik membran olarak da bilinen bir deliği veya yırtığı düzeltmek için kullanılan cerrahi bir işlemdir. Bu ameliyat, kulak zarının arkasındaki varsa enfeksiyonu temizlemek, üç minik kemiği onarmak veya tamie edip değiştirmek için de kullanılabilir.

Ameliyat, mevcut hastalığın boyutlarına göre sadece kulak zarındaki deliğin onarılması (miringoplasti), zar onarımı ile birlikte orta kulaktaki ses iletimini sağlayan kemikçik sisteminin onarılması (timpanoplasti), mastoid kemik içine ilerlemiş iltihabın temizlenmesi (mastoidektomi) ya da bu ameliyatların kombinasyonu (timpanomastoidektomi) şeklinde yapılabilmektedir.

Kulak zarı dış kulağınızla orta kulağınız arasında, ses dalgaları çarptığında titreşen ince bir zardır. Tekrarlanan kulak enfeksiyonları, cerrahi veya travma, kulak zarına veya orta kulak kemiklerine, ameliyatla düzeltilmesi gereken hasara neden olabilir. Kulak zarında veya orta kulak kemiklerinde hasar, işitme kaybına ve kulak enfeksiyonu riskinde artışa neden olabilir.

Çoğu durumda, kulak zarı onarımları çok başarılıdır. Hastaların yüzde 90'ından fazlası komplikasyon olmadan timpanoplastiden iyileşir. 

                                                                     

Timpanoplasti Ameliyatı Ne Zaman Yapılır?

Kulak zarında delik olan ancak önemli bir işitme kaybı olmayan ve kulağa su kaçmadıkça akıntı olmayan hastalarda bu deliğin kapatılmasına yönelik yapılacak ameliyat genel olarak kulağı banyo ve yüzme sırasında sudan koruma gerekliliğini ortadan kaldırarak hastanın hayat kalitesini artırmaya ve zaman içinde işitme kaybında oluşabilecek ilerlemeyi önlemeye yönelik olmakta ve hastanın tercihi doğrultusunda yapılmaktadır.

Hastanın kulağını sudan korumasına, burun ve sinüs bölgesinde kulak akıntısına neden olacak iltihap odağı bulunmamasına rağmen tekrarlayan kulak akıntıları izlenmesi halinde hem hayat kalitesini artırmak hem de işitme kaybının ilerlemesini veya iltihaba bağlı ciddi problemlerin oluşmasını önlemek amacı ile zardaki deliğin kapatılması gerekmektedir. Bu hastalarda aynı ameliyat sırasında hem zardaki delik kapatılmakta hem de sesi ileten küçük orta kulak kemikçiklerindeki problemlere müdahale edilmektedir.

Orta kulak ve mastoid kemik içerisinde kolesteatoma adı verilen ve kemiği eriterek ilerleyen iltihaplı dokunun saptanması durumunda mümkün olan en kısa zamanda ameliyat ile bu iltihabın temizlenmesi gerekir. Kolesteatomalı hastalarda işitme sisteminin korunması veya onarılması ikinci öncelikte olup asıl amaç yüz felci, iç kulak kaynaklı işitme kaybı ya da kafa içi komplikasyonların (menenjit, beyin apsesi vb) oluşmasına fırsat vermeden iltihabın temizlenmesidir

 

                              

Ameliyat Sonrası

Hastalar genellikle ameliyat sonrası birinci günde pansumanları yapılarak hastaneden taburcu olabilmektedirler.

Mastoid kemikte müdahale yapılmayan ameliyatlarda genellikle 10-14 gün sonunda dış kulak kanalındaki özel süngerler temizlenmekte ve hastaların kulaklarını sudan korumaları ve ameliyat bölgesindeki enfeksiyon ve reaksiyonları önlemek amacı ile antibiyotik ve kortizon içeren kulak damlaları kullanmaları önerilmektedir. Bu gurupta iyileşme 3-4 hafta içinde tamamlanmaktadır. Genel olarak ilk ay içinde gribal enfeksiyonlardan, darbelerden korunmak, uçak seyahati yapmamak gerekir. Bu hastalarda ameliyatın teknik ve fonksiyonel başarı oranı patolojinin boyutuna ve ameliyat öncesi işitme seviyesine bağlı olmak kaydı ile genellikle oldukça iyi olmaktadır.

Ameliyat sırasında mastoid kemiğe müdahale yapılan hastalarda ise yapılan cerrahinin tipine göre değişen sürelerde çeşitli pansumanlar yapılması gerekmektedir. Bu gurupta iyileşme daha uzun sürmekte, bu hastalarda gerçekleşen işitme kazancı genellikle diğer guruba kıyasla daha az olmaktadır.

Özellikle kolesteatomanın yüz siniri ve iç kulak komşuluğunda yerleşmiş olması durumunda sinire ve işitmeye zarar vermemek için bu bölgelerde kemik kazınamamakta ve geride hücresel düzeyde hastalık kalabilmektedir.

Bu durumdaki hastalarda kolesteatomanın tekrarlama riski yüksek olduğundan ameliyat sonrasında düzeli aralıklarla kontrol muayeneleri yapılmalıdır. Bu guruptaki hastalarda işitme iletim sisteminin onarılmasına yönelik müdahaleler, kolesteatoma küçük odaklar halinde tekrarladığında ya da 6-12 ay sonra yapılacak ikinci bakış kontrol ameliyatında yapılabilmektedir.

Sonuç olarak timpanoplasti ameliyatları için her hastaya uyacak standart bir yaklaşım bulunmamaktadır. Ameliyat sırasında kullanılacak cerrahi teknik ve uygulamaların seçiminde, özellikle kolesteatomalı vakalarda olmak üzere, çoğu zaman hastalığın ve hastanın özellikleri, cerrahi sırasında saptanan faktörler ve cerrahın deneyimleri etkili olmaktadır.

Randevu ve Bilgi Almak İçin Bizi Arayın
UA-173668842-1